Trive Yatırım: Ons altın fiyatlamaları tarihi dönemden geçiyor

İstanbul, 22 Ekim (Hibya) - Trive Yatırım Menkul Değerler A.Ş, ons altın fiyatlamalarının tarihi dönemden geçtiğini, dolayısıyla yükselişleri kadar düşüşlerinin de oldukça dikkat çekici olduğunu bildirdi.

Trive Yatırım: Ons altın fiyatlamaları tarihi dönemden geçiyor

Trive Yatırım Menkul Değerler A.Ş’nin raporunda ons altın fiyatlamalarının tarihi dönemden geçtiği, dolayısıyla yükselişleri kadar düşüşlerinin de oldukça dikkat çekici olduğu belirtildi. Raporda şu değerlendirmelere yer verildi:

“Özellikle küresel dünya düzeninin hem ekonomik hem de siyasi olarak değiştiği bu dönemde kaydi paralara duyulan güvende ciddi azalma, küresel ölçekte tartışmasız kabul gören varlık olan altına talebi bir hayli kuvvetlendirdi. Buna karşılık merkez bankalarının alımlarının devam ediyor olması zaten bu yükseliş fitilini ateşleyen en önemli katalizördü.

Bu nedenle her yeni güne uyandığımızda ‘Altında Rekor’ haberleri ile karşılaşıyor, her ekrana baktığımız fiyatların zirveleri test ederek yeni zirve iştahında olduğunu izliyorduk. Yalnız son günlerde yaşanan sert geri çekilmeler akıllara bir soruyu getirdi. Altın fiyatlarında yükseliş hareketi bitti mi? Bunun cevabını ararken sadece ekonomik ve jeopolitik gelişmelere değil küresel siyasi gelişmelerin estiği rüzgarları da yakından izlemek gerekiyor.

Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim; Altında yaşanan geri çekilmeleri kar satışı olarak görüyoruz. Ana yön hala yukarı. Çünkü bu yükselişi sonlandıracak ana dinamiklerde herhangi bir değişiklik yok. Bu fikrimizin temelinde her alan unsurları belirtelim:

Evet jeopolitik tansiyonda bir yumuşama var. İsrail kaynaklı Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler bunu gösteriyor. Trump şimdi gözünü bir kere daha Rusya-Ukrayna savaşını sonlandırmaya dikti. Burası İsrailHamas çatışmasından çok daha karmaşık bir yapı… Savaşı bitirebilir mi? Zor ama imkansız değil. Gerçekleşirse tabii ki altına satışları destekler. Yalnız altındaki tarihi yükseliş trendinin temelinde çatışmalar, gerginlikler, jeopolitik tansiyonların yeri sanılandan daha az.

Küreselde altın fiyatlarında yükselişin fitili aslında Ukrayna-Rusya savaşı ile atıldı. Jeopolitik tansiyonda artış noktasından değil de bu konuya daha çok Batının Rusya varlıklarına el koyması tarafından yaklaşmak doğru olacaktır. İleride Batı bloku ile sorun yaşama potansiyeli olan ülkeler risksiz görülen Batının varlıklarına yatırım yapıp bu varlıkları yine Batı ülkelerinde tutmaktansa kendilerini koruma adına altın alımına yöneldiler. Bu anlaşılabilir refleks ciddi bir fiziki talep oluşturdu. Tabii bu hamle bireysel fiziki talebi de beraberinde getirdi. Çin Merkez Bankası verilerine bakıldığında ABD tahvillerini azaltırken altın stoklarını istikrarlı ve son dönemde daha güçlü bir şekilde artırdığını görüyoruz. Diğer taraftan Hindistan’da da böyle bir durum var. Dünyada Merkez Bankaları arasında en çok altın alımına giden kurum ise TCMB. Yani biz… Doğu-Batı ayrımının daha da derinleştiği ve tek kutuplu dünya düzeninden Çin’in başını çektiği iki kutuplu güçler dengesine geçiş atmosferi sarı metali çok kuvvetli destekliyor. Desteklemeye de devam edecek gibi görünüyor.

ABD-Çin gerginliğinin temelinde de bu çok kutuplu dünya düzeni kavgası yatırıyor. ABD’nin demokratik ve liberal politikalarına karşı Çin’in devlet kapitalizmi karşı karşıya… Yükselen Çin, çok net ABD’nin ekonomik hegemonyasının sorgulanmasına neden oluyor. Bugün ekonomik hegemonya zayıflarsa yarın siyasi hegemonyanın da tahrip olacağını ABD biliyor. Trump liderliğinde ABD, Çin devlet kapitalizmine karşılık olarak 1944’teki Bretton Woods Anlaşması ile kendi kurduğu serbest ticaret ve açık sermaye dolaşımı ilkelerini tahribata uğratmakta. Hatta tahribat tabiri hafif kalır.

Direkt olarak bozuyor. Bretton Woods aynı zamanda ABD dolarını merkeze koyan bir sistem inşa etmişti. Yalnız Trump’ın tarifeler ve özellikle de finansal yaptırımlar yolunu benimsemesi Doğu bloku ülkelerini ticarette dolardan kaçış yolunu bulma arayışına itiyor. Dolayısıyla ABD dolarına olan güven de sorgulanır noktaya geldi. ABD dolarının gücü bugünden yarına sıfırlanmaz. Bu pek mümkün değil. Yalnız tartışmaya açılması bile başlı başına tarihi bir dönem noktası.

Soğuk savaşın bitmesi ile liberal ekonomik model tüm dünyada benimsenmişti. Şimdi yeni bir soğuk savaşın tohumları atılıyor. Bu sefer ABD’nin karşısında çok daha güçlü bir devlet kapitalizmine sahip olan rakip var; Çin… Devletin belirlediği ekonomik stratejiler eşliğinde dünyaya açık bir sistem kullanarak küreselleşme çağından tartışmasız en büyük faydayı gören Çin, dünya üretiminin tartışmasız bir numarası haline geldi. Üretimin yanında yüksek teknoloji ve katma değerli ürün noktasında da ABD ile yarışır düzeydi kuvvetli.

Böyle bir ülkeye karşı mücadele edebilmek için ABD ‘Bırakamayız yapamazsınız, bırakamayız geçemezsiniz’ modeline kontrollü bir geçiş yapıyor. ABD’nin Çin ile baş edebilecek düzeyde bir devlet kapitalizmine sahip olması mümkün değil. Bağımsız kurumlar, yargı sistemi, sivil toplum örgütleri yapıları oldukça esnek. Yalnız Çin, tek bir cepheden kontrol edilip tek bir zümreden yönetiliyor. ABD ise müttefikleri eşliğinde devletçi ve korumacı politikalar ile Çin’i çevreleyerek engelleme yolunu belirlemiş durumda. Tüm bu gelişmeler gösteriyor ki, yeni bir soğuk savaş dönemine giriş yapılmış oldu. Sovyet Rusya dönemine benzerlik taşımayan bu yeni soğuk savaş çok daha uzun, çok daha şiddetli süreceğe benziyor.

İşte bu nedenle ABD piyasalarına duyulan güvenin Trump ve politikaları ile aşınması, korumacılığın geri dönmesi, ABD-Çin arasında geniş bir müttefik kümesini de kapsayacak şekilde uzun bir bilek güreşinin henüz çok başında olunması en güvenli liman yani altına olan talebi artırdı ve bu talebin sürmesi de çok olası. Arada görülen kar satışlarını ise normal karşılamak gerek. Son günlerde yaşanan satışları bu tarz bir kar realizasyonu olarak değerlendirmek doğru olabilir. 4000 dolar aşağısına geçilirse 3800 dolar seviyesine kadar gevşeme olasılı belirecektir. Bu seviyelere inilmesi durumunda piyasa bunu alım fırsatı olarak değerlendirebilir. Yalnız 2026 yılı itibari ile 4750-4900 bandını asgari hedef olarak belirliyoruz. Kısa vadede ise 4170 aşağısında 3800’e baskı olasılığını göz ardı etmiyoruz.”

  Hibya Haber Ajansı