TCMB beklentileri, BDDK’nın aktif rasyosu adımı ve swap meselesi

tcmb-beklentileri-bddknin-aktif-rasyosu-adimi-ve-swap-meselesi-20042010

TCMB beklentileri, BDDK’nın aktif rasyosu adımı ve swap meselesi

Merkez Bankası’nın 50 baz puanlık faiz indirimine giderek politika faizini %9,25’e indirmesini bekliyoruz. Son 7 toplantıda da faiz indirme ritüelini bozmayan Merkez Bankası’nın gevşeme adımlarının hızı, politika faizinin %9,75’e kadar inmiş olması itibariyle azalmaktadır. Ancak ekonomideki durgunluk etkisi, küresel merkez bankalarının Covid-19 etkilerini hafifletmek için parasal gevşeme önlemleri alması gibi etmenler Merkez Bankası’nın gevşeme politikasına destek oluyor. Buna karşılık finansal istikrar ve büyüme tarafına yoğunlaşmış olan Merkez Bankası politikaları, TRY’nin değeri ve fiyat istikrarı açısından da risk teşkil edebilir. Son dönemde TRY’deki değer kaybının öne çıktığı bir ortamda gevşeyici politikaların devrede olması kur kaynaklı olarak dış finansman maliyetlerini olumsuz etkileyebilir. Aynı zamanda zayıf talep bileşeninden dolayı sınırlı olan enflasyon baskılarını, kur geçişkenliği üzerinden artırabilir. Teoride, parasal gevşemenin varış noktasına yaklaşılmaktadır.

 

Hafta sonu BDDK’nın aldığı aktif rasyosu kararı da özel bankaların daha çok kredi vermesini sağlamaya yönelik… Bu karara göre bankalar, topladıkları mevduatı ya kredi olarak dağıtacak, ya devlet tahvili alacak ya da Merkez Bankası ile swap yapacak. Formüle bakacak olursak;

 

 

Burada aktif rasyosu olarak ifade edilen oranın mevduat bankaları için %100’ün altına düşmemesi gerekiyor. Rasyoyu tutturmanın en direkt yolu kredi vermekten geçiyor. Menkul kıymetlerde özel sektör veya devlet tahvil/bono/Eurobond alıma konu oluyor; yani ya özel sektör fonlanacak ya da Türkiye Hazinesi… Pay kısmındaki diğer kalem TCMB swap tarafında da, Merkez Bankası ile swap yapılacak (USD TRY takas işlemi) ve Merkez Bankası’na rezerv olacak.

 

Pay kısmında krediler 1 ile, menkul kıymetler 0,75 ile ve TCMB swap 0,5 ile çarpıldığından; denklemde 1 sonucunu sağlayabilmek için en kolay yol kredi vermekten geçiyor. Buna karşılık bankaların kredilerin tamamını mevduattan vermediklerini, yurtdışından ucuz maliyetle sağladıkları sendikasyonu iç piyasada daha yüksek maliyetten krediye dönüştürdüklerini biliyoruz. Yeni düzenleme ile bankalar, cezaya konu olmamak için daha fazla kredi vermek durumunda olacaklar. Kredi koşullarının fazla gevşemesi de takipteki alacaklara yönelik riski artırabilir.

 

Payda kısmına TL mevduat 1 ile, YP mevduat 1,25 ile çarpılıyor. Bu şu anlama geliyor: Ne kadar çok YP mevduat olursa payda büyür ve %100 aktif rasyosunun sağlanması o kadar zorlanır. Bu da bankaların mevduatlarını TL’de ağırlıklandırmasına yönelik… Tabii, TL mevduat ve YP mevduat mudilerin tercihi olduğu için, bankaların YP mevduatlarını daha az cazip hale getirici önlemler alması beklenebilir.

 

Bir başka konu da hafta sonu TCMB Başkanı Sn. Uysal’ın belirttiği, büyük merkez bankalarıyla FX swap konusu… Yurtiçinde USD likiditesine dair kaygıların, kurun hareketinde etken güç olduğunu düşünecek olursak, konuyla alakalı resmi gelişmelerin görülmesi durumunda TRY üzerindeki etkisi olumlu olabilir. Fed veya ECB gibi bir banka ile swap anlaşması, kısa vadeli döviz likiditesi ihtiyacı açısından bizim için olumlu… İşin teknik detay kısmında ise; farz edelim Fed ile swap anlaşması yapacağız, ancak USD ile TRY swapı TRY’nin konvertibilitesi açısından zor… Aynı zamanda ABD tahvilimiz de yeterince olmadığı için tahvil karşılığı USD de olmuyor. Geriye altın rezervleri kalıyor. 10 Nisan haftalık vaziyet verileri, altın rezervlerinin 32 milyar 872 milyon USD seviyesinde olduğunu gösteriyor.

 

Ancak TRY’ye has kırılganlıklar, CDS puanının 600 üzerinde seyretmesi ve küresel çapta USD’ye olan yüksek talep halen kurun yukarı hareketinde etkili olmaktadır.

Kaynak: Tera Menkul
Hibya Haber Ajansı